 
|
La Couronne d'Or |
İsmi Fransız kökenli olup ,Türkçe ‘de “Altın Taç “ anlamına gelen, La Couronne d’or , şehrin tam merkezinde günün herhangi bir saatinde lezzetli yemeklerini tadmanız için sizlerin hizmetinizde. Ayrıca yemek sonrası, La Couronne d’or ayrıcalığını, lobide kahvenizi içerek yada barda içkinizi yudumlayarak piyano veya canlı müzik eşliginde devam ettirebilirsiniz. Her türlü et(inceltilmis dana bonfilesi ızgarası ,dana bifteği satay…), balık(ızgara somon fletosu,buharda pişmiş levrek balığı…), tavuk(piliç tandori, tavuk yahnisi…); dünya mutfağından örnekler (soğan çorbası, omlet Meksika…) ve de yöresel yemekler (hamsi kaygana ,turşu kavurması,kuymak…)yemek çeşitliliğini oluşturan parçalardan. Ayrıca şarap menüsündeki değişik çeşitteki Türk, Fransız ve Amerikan şarapları yemeklerinize eşlik edebilir. Fiyatları gözönünde bulundurursak ;diğer 5 yıldızlı otel restorantlarına göre daha uygun olduklarını söyleyebiliriz. Gündelik ziyaretleriniz dışında her türlü özel günlerde ve gecelerde de (klasik müzik veya yöresel müzik eşliğinde) “ La Couronne d ‘or “ ‘ un profesyonel mutfağından yararlanabilirsiniz. Ayrıca Ramazan ayında tasavvufi müzik eşliğinde, zengin bir ramazan menüsü hizmetinizde. Sahip olduğu yemek çeşitliliği, sade, huzur veren atmosferiyle; şehrin içinde, şehirden uzakta olmak isterseniz “La Couronne d ‘or” size hizmet etmeye hazır. (Burcu Bozalioğlu, Bilkent Üniversitesi, Oğrenci TOMYO) |
|
Gemi |
Samsun limanı içinde yer alan Gemi Cafe-Restaurant her gün müşterilerine hizmet vermektedir.Samsun’da ve Karadeniz’de tek olan Gemi Cafe-Restaurant sadece Samsun’un değil tüm Karadeniz’in gözdesi olmuştur. Özellikle üniversite öğrencilerinin tercih ettiği Gemi Café-Restaurant yorgunluğun son adresidir. Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin halka hizmet anlayışıyla oluşturduğu Gemi Café-Restaurant şaşırtıcı derecede uygun fiyatlarıyla da sizi büyüleyecek. Birgün yolunuz Gemi Café-Restaurant’a düşerse özel samsun pidesini tatmadan ayrılmayın ayrıca size restaurantın balık çeşitlerini de önerebilirim. Eminim ki Gemi Café-Restaurant’ta karadenizin misafirperverliğini görecek ve Gemi Café-Restaurant sizde alışkanlık haline gelecek.(İsmail Otruş, Bilkent Üniversitesi, Oğrenci TOMYO) |
|
Salacık |
Trabzon'dan 20 Km Akçaabat'tan 3 Km daha batıda Salacık mevkiinde. Bir aile tarafından işletilen temiz ve küçük bir işletme. İşletmeci Fevzi Bey aynı zamanda bir ilköğretim okulunda öğretmen. Lokanta denizle Samsun-Trabzon karayolu arasında yer alıyor.Sahil kumluk ve balıkçı kayıkları var. Denize girilebiliyor. Lokantada sunulan balıklar bu balıkçılar tarafından getiriliyor. Çok taze yada canlı balık yemeniz doğal olaylardan.Hatta lokantada balık kalmamış ise cep telefonu ile denizde ki kayık kıyıya çağrılıp balıkları alınabiliyor. Akçaabat Köftesi Akçaabat'ın içindekilerden daha leziz. Fakat benim size önerim Yumrtalı Mezgit Tava Mezgitler olta ile yakalanıyor ve enfazla 2 saatlik oluyorlar. Bir tava 2 kişiye fazlası ile yetiyor. Bu arada Akçaabat tütünügibi incecik kıyılmış marulla yapılmış fasulye piyazını da hararetle tavsiye ediyorum.Kredi Kartı kabul edilmiyor. (Dr. Haluk Uluutku KTÜ Tıp Fakültesi Anatomi ABD Öğr.Gör.) |
|
Süleyman |
Karadeniz mutfağının en yaygın örneklerinin oldukça lüks bir ortamda sunulduğu bir restaurant. Menüye kısaca göz atmak istersek; yöresel yemekler ( Kuymak, Kaygana, Turşu Kavurma ) her çeşit günlük balık (tabii ki mevsimine göre), et ve tavuk çeşitleri, yerli ve yabancı içkiler ayrıca birbirinden leziz tatlılar…Süleyman Restaurant özelikle ailelerin rahatlıkla gidebileceği sıcak bir ortam. Hafta sonları yoğunluk nedeniyle serviste çeşitli aksaklıklar olabilir. Ayrıca her akşam sunulan ‘Canlı Müzik’ restoranda sıcak ve samimi bir ortam oluşturmaktadır. Fiyatlar ise bu kalitedeki bir restoran için oldukça uygun. Yerinizde olsam ‘Hamsi Kaygana’ yı mutlaka denerdim. (Levent Korucu, Bilkent Üniversitesi, Oğrenci TOMYO) |
|
Frenkşah |
Karadeniz Bölgesi’nin şirin, tarihi bir kenti olan Kastamonu; günümüzde en eski yapılarından biri olan 760 yıllık “Emir-ül Kebir Frenkşah Sultan Cemalettin Hamamı” ile şehrin merkezinde kültürel ve tarihi ihtişamını gözler önüne seriyor. Babadan büyük erkek evlada geçen bir idare sistemi ile işletilen hamam 1993 yılında başlayıp üç yıl süren restorasyon çalışmaları neticesinde bir restorana dönüşmüş ve Frenkşah Sultan Sofrası adını almış. Yöre halkının, yerli ve yabancı turistlerin gözde bir mekanı haline gelen restoranda Kastamonu’nun meşhur etli ekmeği tek spesyalite olup, birçok çeşidi (mantarlı, pastırmalı, ıspanaklı, peynirli, yumurtalı, yoğurtlu...) ile müşteri beğenisine sunuluyor. Alkollü içeceklerin bulunmadığı restoranda rezervasyon yapılmıyor. Yöresel el sanatlarının da satıldığı, duvarlarını antika eşyaların süslediği restoran 80 kişi kapasiteli. Haftanın yedi günü açık olan restoran hem o leziz etli ekmeği, hem de kültürel ve tarihi yapısı ile gerçekten görülmeye değer. (Koray Öztürk, Bilkent Üniversitesi, Öğrenci TOMYO) |
|
